Merhaba arkadaşlar!...
 
  spor
  => Dünyadan
  => Dünyanın 7 harikası
  Galeri
  burclar
  Ziyaretşi defteri
spor

Arkadaşlar bu alanıız her deasında yenilenecektir

Bu defaki konumuz basketbol

  Basketbol beşer kişilik iki takımla oynanır. Her takımın en çok yedi yedek oyuncusu bulunabilir. Oyuncu, oyunun durduğu herhangi bir anda değiştirilebilir ve oyuncu değiştirmede bir sınırlama yoktur. Genelde takımdaki beş oyuncunun ayrı ayrı görevleri vardır. Her oyuncu atış yapabilir ve karşı takımın hücumu sırasında da savunma yapması zorunludur. Oyuncular alanda, bir orta, iki ileri ve iki savunma oyuncusu olarak yerini alır. En uzun boylu oyuncu, genellikle orta oyuncusu olarak seçilir. Karşılaşma, oyunun ve her devrenin başlangıcında hakemin, topu orta yuvarlakta havaya atmasıyla başlar. Topun, iki takımdan birer oyuncu arasında, iki oyuncunun da sıçrayabileceğinden daha yukarıya atılması gerekir. Top en yüksek noktasına ulaştıktan sonra, iki rakip oyuncu sıçrayarak topu kendi takımına kazandırmaya çalışır. Topu kapan takım paslaşarak ya da top sürerek rakip takımın potasına doğru ilerler. Topa sahip olan oyuncu, takım arkadaşıyla paslaşmadan önce bir adım atabilir. Top sürme, her adımda bir topu yerde sektirerek yapılır. Top sürerek ilerleyen oyuncu durup topu tuttuktan sonra ya pas vermek ya da sepete atış yapmak zorundadır. Yeniden top sürerek oyuna devam edemez, devam ederse 'çifte sürme' diye adlandırılan bir hataya yol açmış olur.
Oyuncu topu potaya herhangi bir noktadan ve açıdan atabilir. Sıçrayarak topu doğrudan doğruya sepetin içine de bırakabilir. Savunma yapan oyuncu, atış yapanı, faul yapmadan engellemeye çalışır. Topun çemberden girmesine 'basket' denir. Üç sayı çizgisi adı verilen yarım dairenin dışından yapılan isabetli atışlar üç sayı kazandırır. Üç sayı çizgisi içinden yapılan atışlar ise iki sayıdır. Sayıdan sonra karşı takım pota altından oyunu başlatır. Kenar çizgisinin dışında topu alan oyuncu, beş saniye içinde alandaki takım arkadaşlarından birine atarak topu oyuna sokmak zorundadır. Topu alan oyuncunun ise, 10 saniye içinde topu karşı yarı alana taşıması gerekir. Bunu yapamazsa top rakip takıma geçer ve rakip takım topu yandan oyuna sokar. Bir takım topu rakip yarı alana geçirdikten sonra, topu bir daha kendi alanına geri taşıyamaz. Bunu yaparsa bir kuralı çiğnemiş olur.
Faul ve kural çiğneme
Faul. Basketbol oyununda fauller kişisel ve teknik faul olarak ikiye ayrılır.Karşı takımın oyuncusunu tutmak, itmek, çelme takmak gibi hareketler kişisel faullerdir. Kişisel fauller de üçe ayrılır. Kasten ve belirgin biçimde yapılmamış faullere olağan fauller denir. Rakip takımın iki oyuncusunun aynı anda birbirine faul yaparsa, karşılıklı faul olur. Bir takımın iki oyuncusunun karşı takımın bir oyuncusuna aynı anda faul yapması da çoklu faul olarak adlandırılır. Fauller, kenar çizgisinden oyuna sokulmak üzere topun karşı takıma verilmesi ya da karşı takımın serbest atışlar kullanması biçiminde cezalandırılır. Kasıtlı faullerde iki serbest atış hakkı verilir. Serbest atışta top çemberden geçerse, atışı yapan takım bir sayı kazanır. Serbest atışları, faul yapılan kişi kendisi kullanmak zorundadır. İki oyuncunun birbirine aynı anda faul yapması olan çifte faulde, top orta yuvarlaktaki hava atışıyla oyuna sokulur. Bir oyunda beş faul yapan oyuncu oyun dışı kalır.
Oyunu geciktirmek, potayı tutmak, sportmence olmayan davranışlarda bulunmak ya da aynı anda oyunda beşten fazla oyuncu bulundurmak gibi durumlarda, hakemler teknik faul verebilirler. Teknik faul için verilen serbest atışı cezasını, karşı takımdan herhangi bir oyuncu kullanabilir. Bu serbest atıştan sonra genellikle atışı yapan takım orta kenar çizgisinden topu oyuna sokar.
Kural çiğneme. Bir basketbol maçında, oyun kurallarına aykırı olan hafif hatalara kural çiğneme denir. Kural çiğneme durumunda top rakip takıma verilir. Serbest atış alanında üç saniyeden fazla kalma, çifte sürme, topu yere vurmadan birden fazla adım atma, topu tekmeleme ya da topa yumrukla vurma, kural çiğnemedir. Topa son dokunan oyuncu, topu alan dışına çıkardığında ya da top kendindeyken sınır çizgisine bastığında da kuralı çiğnemiş olur. Topa sahip olan takım 24 saniye içinde potaya atış yapmak zorundadır. Bu süreyi değerlendiremezse top karşı takıma geçer.
Oyun süresi ve hakemler
Basketbol karşılaşmalarını, iki ya da üç orta hakem, bir sayı hakemi, bir 24 saniye hakemi ve bir de saat hakemi yönetir. Bazen sayı hakemine bir yardımcı eşlik eder.
Basketbol karşılaşması, genellikle 10’ar dakikadan oluşan 4 periyottan ve 2 devreden oluşur. İki devre arasında 15 dakika ara verilir. Beraberlik durumunda beşer dakikalık uzatma devreleri oynanır. Topun kurallara uygun olarak oyuna girmesiyle karşılaşma saati işlemeye başlar. Herhangi bir nedenle oyun durduğunda, saat de durur. Hakemin kolunu yumrukla yukarı kaldırması faulü işaret eder. Açık elin ortasına dikilen işaret parmağı ise mola istendiğini gösterir. Mola, bir takımın koçunun istediği kısa aradır. Koç takımının oyuncularına taktik vermek için mola alır. Takımlar bir maç sırasında toplam beş mola (1.devre:2 ve 2.devre:3) alabilir. Maç uzaması durumunda, her uzatma devresinde takımlara birer mola hakkı daha verilir.3 saniye arasında topu elinde tutamaz. Çünkü 3 saniyeyi geçerse maç baştan oynanır hangi takımın elindeyse o takım sayı kaybeder. Nba de ise periyotlar 12 dakikadan oluşmaktadır.
Kısa Tarihçe
Basketbolü 1891'de Massachusetts'de beden eğitimi öğretmeni James A. Naismith geliştirdi. Amerikan futbolunu çok sert bulan Naismith, bir salonun karşılıklı iki duvarına sepet asarak yeni bir oyun oynatmaya başladı. Ama oyunda Amerikan futbolu topu kullanılıyordu. Başlangıçta dokuzar kişilik iki takımla oynanıyordu. Basketbol kısa sürede ilgi gördü ve hızla dünyanın öbür ülkelerine de yayıldı. Basketbol anavatanı Amerika'dan başlayarak yıllar boyu büyüye büyüye dünyaya yayıldı ve popüler spor dalları arasında kendine yer edindi. Bu spor kısa sürede ülkemizde de yayıldı ve büyük kitleler tarafından seyredilir hale geldi.

Basketbol Oyun Süresinde 3, 5, 24 saniyeler nelerdir?
3 saniye
Oyuncular iki durumda cezalandırılır: 1- Bireysel kural ihlalleri 2- Faul yapılan durumlar. Kural ihlali veya hatası (hatalı yürüme, topun çizgi dışına çıkması, hücum oyuncusunun üç saniyeden fazla post içinde durması v.b) top kullanma hakkını karşı takıma verir. Yapılan bireysel fauller (itme, çekme, vurma, tutma v.b) ise oyuncunun faul cezası almasını sağladığı gibi faulün yapıldığı yer göz önünde bulundurularak, rakip topu yandan oyuna sokar, ya da serbest atış yapma hakkı kazanır.

5 Saniye
Her sayı atışından sonra veya hakemin düdüğü çalmasının ardından, oyun ve oyun zamanı durur. Sayı yiyen takımın pota gerisindeki çizgi arkasından 5 saniye içinde topu oyuna sokması ile hem zaman hem de oyun tekrar başlar. Oyun içindeki diğer durumlara göre, hakemin gösterdiği yerlerden, top oyuna sokulur.

24 Saniye
Hücum eden takım, kendi sahasını 8 saniye içinde terk etmek, 24 saniye içinde de hücumunu tamamlamak zorundadır, aksi halde top kullanma hakkı rakip takıma geçer.

Sahası
Basketbol, bütün dünyada en çok sevilen sporlardan biridir. Türkiye’de futboldan sonra en çok basketbol karşılaşmaları izlenir. Basketbol, 19. yüzyılın sonunda ABD'de oynanmaya başladı. Daha sonra Kanada, Fransa, İngiltere ve dünyanın öteki ülkelerine yayıldı. 1936'da Olimpiyat Oyunları arasında yer aldı.

Basketbol, çoğunlukla kapalı salonda oynanır. Dikdörtgen biçimindeki basketbol alanının tabanı sert tahtadan yapılır. Alanın boyutları değişiklik göstermekle birlikte, ideal boyutlar 26 m x 14 m’dir. Oyun alanı bir orta çizgiyle ikiye ayrılır. Bu çizginin tam ortasında, orta yuvarlak denen bir daire çizilidir. Basketbol alanının karşılıklı olarak kısa kenar çizgilerinde birer pota bulunur.


Pota, kenar çizgisinden 1,2 metre içeridedir ve 1,8 m x 1,2 m boyutlarında bir sac levhadır. Pota üzerinde, yerden 3,05 metre yükseklikte bir sepet vardır. Sepet, 45 cm çapında demir bir çember ile buna asılı, alt kısmı açık, beyaz bir fileden oluşur. Basketbol elle oynanır ve atılan top yukarıdan çembere girip fileden geçerek aşağıya düşünce sayı olur. Basketbol topunun çevresi yaklaşık 75-78 cm, ağırlığı 600-650 gram kadardır.

Gençler  
   
Dünyadan ata sözleri  
  Sis yelpaze ile dagitilmaz.
JAPONYA

Sohret kabiliyetin golgesidir..
INGILTERE


Insan disi ile karsilanir, ici ile ugurlanir.
MOGOLISTAN


Altin atesle, kadin altinla, erkek kadinla
imtihan edilir.
U.S.A


Ne kadar az yuksekten ucarsan, dustugun zaman o
kadar az incinirsin.
TIBET

Dikenler arasinda guller yetisir.
ALMAN

Kadinlar gulebildikleri zaman gulerler, istedikleri zaman aglarlar.
VENEZUELA

Kadin golge gibidir, kendisini takip edenden
kacar, onunnden gidenin arkasindan kosar.
KONGO


Evlenmeden evvel gozlerinizi dort acin.
Evlendikten sonra yari yariya kapayin.
PORTEKIZ

Ask ile oksuruk hic bir zaman saklanamaz.
AVUSTRALYA

Mutluluk herkesin hayatindan bir kere gecer.
VENEZUELA

Insanlar yasadikca ihtiyarladiklarini sanirlar,
halbuki yasamadikca ihtiyarlarlar
ISKOCYA

Hakiki sevgi ayrilikta unutulmaz.
BELCIKA


Allahin gulu dikenli yarattigina hayret edeceginiz yerde,
dikenler arasinda gul yarattigina sukrediniz.
ARABISTAN


Biri oteki kadar zengin olunca, kardesler
birbirlerini severler.
UGANDA


Evlilik bir kale gibidir. Disaridakiler oraya girmek icin,
icindekiler de disari cikmak icin ugrasir dururlar.
TAYLAND


Yasini soyleyen kadin ya genc oldugu icin kaybedecek birseyi
yoktur ya da yasli oldugundan kazanacak bir seyi yoktur.
MALEZYA


Sevmek keman calmak gibidir, bilmeyen kotu sesler cikarir.
BOLIVYA


Cabuk gelen kotu sans, gec gelen iyi sanstan iyidir.
ARNAVUTLUK


Baskalarini azarlar gibi kendini azarla, kendini
affeder gibi baskalarini affet.
CIN


Eski asklar yanmis, sonmus komur gibi gayet
kolay alev alir.
KOLOMBIYA


Erkek yasini saklamaya, kadin ise saklamamaya basladigi zaman
yaslanmistir.
PERU


Guzellik, tabiatin kadinlara verdigi ilk hediye, ayni zamanda
geri aldigi ilk seydir.
SILI

Omrunun sonuna kadar essege binmektense, bir yil ata binmek
yegdir.
HOLLANDA


Yataga yattigim zaman, problemlerimi elbiselerimde birakirim.
HOLLANDA


Askin tokadi uzum gibi tatlidir.
MISIR


Tasi delen suyun kuvveti degil, damlalarin surekliligidir.
BREZILYA


Hic bir mutfak iki kadini alacak kadar zengin degildir.
SUDAN


Uc tasinma bir yangina bedeldir.
JAPON


Nisan yagmuru, Mayis cicegi getirir.
KANADA


Bir yalan ne kadar hizli olursa olsun, hakikat
onu yetisip gecer.
KENYA


Buyuk acilar sessizdir.
ITALYA


Kucuk uzuntuler konusurlar, buyuk dertler dilsizdir.
NIJERYA


Birlesmek baslangictir, birligi surdurmek
gelismedir; birlikte calismak basaridir.
U.S.A


Ilk karini sana Allah, Ikinci karini insanlar,
ucuncusunu ise seytan gonderir.
JAPON


Idealler yildizlar gibidir, onlari tutmak mumkun
olmaz ama karanlik gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.
FRANSA


Evinde huzurlu olmak istiyorsan esinin butun istediklerini yap.
NIJERYA


Yalan dort nala gider, gercek adim adim yurur,
fakat gene de vaktinde yetisir.
NORVEC


Biri sizi bir kez aldatirsa suc onundur. Iki kez
aldatirsa suc sizindir.
ROMANYA


Bir sekilde dogar, fakat binbir sekilde oluruz.
YUGOSLAVYA


Hak yenir ama hazmedilmez.
YUNAN


Bir adam en cok sevgilisini, en iyi sekilde
ailesini, en uzun da annesini sever.
IRLANDA


Agac ne kadar yuksek olursa olsun, yapraklari
yine de yere duser.
CIN

Kucuk kazanclar servet getirir.
JAMAIKA

Eski sevgi paslanmaz.
ISVEC
 
Genç yıldız Murat Boz  
 

Gözümüz aydın! Aranan pop yıldızı bulundu

Seyretmemiş genç arkadaşlarımız da vardır belki:

Mickey Rourke’un boks ringlerinde ağzını burnunu dağıttırmadan ve yüzüne acayip estetik operasyonlar yaptırmadan önce "Analar neler doğuruyor" şeklinde iç geçirten seksapeliyle gönüllerimizi fethettiği 9 Buçuk Hafta filminin en akılda kalan sahnelerinden biri, yine insanın zihnine "Bu kadınsa biz neyiz, biz kadınsak bu yaratığın türü ne?" sorusunu düşüren güzelliğiyle Kim Basinger’ın, ruh hastası manitaya (Mickey Rourke’a) striptiz yaptığı sahnedir.

O sahnede fonda, Joe Cocker’ın söylediği "You can leave your hat on" isimli, sözlerini "Onu da çıkar bunu da çıkar, çok istiyorsan şapkan üzerinde kalabilir bebek" şeklinde özetleyebileceğimiz şarkı çalar.

Allah biliyor ya, Murat Boz’un "Aşkı Bulamam Ben" adlı şarkısının klibini izlerken, bir yandan da kafamda Joe Cocker’ın sesi yankılanıyor.

Hey maşallah diyerek girelim lafa ve "şimdi de iyi haberler" sunumu yapan mutlu anchorwoman edasıyla devam edelim: Gözümüz aydın, aranan yeni pop yıldızı bulundu!

Ki, gayet de ortalarda, piyasadaymış, kayıp filan değilmiş esasında. Müzik camiasının iyi saklanmış sırrıymış Murat Boz meğer. Hoş, iyi saklanmış dedik ama şanı Shakira’nın kulağına kadar da gitmiş gerçi... Türkiye’ye konsere geldiğinde, Murat Boz’u özel olarak istemiş. (Abla ağzının tadını biliyor velhasıl...)

KARADENİZ’DEN TARKAN’A

Özgeçmişine bakınca, 26 yaşına (Böyle söyleyince nispeten iyi hissediyor insan. "80 doğumlu" kalıbı, tokat gibi patlıyor 34 yaşındaki bir kulakta!) epey bir şeyler sığdırdığını görüyorsunuz zaten.

Müziğe ortaokul yıllarında merak salmış. 15 yaşında, İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi yetenek sınavını kazanınca doğduğu Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli’sinden İstanbul’a gelmiş. Bu arada Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey’de müzikallerde koroda yer almış. 1998’de Milliyet Gazetesi’nin meşhur liselerarası müzik yarışmasında erkek solist dalında Türkiye birincisi olmuş. Lisenin ardından Bilgi Üniversitesi caz vokal bölümüne burslu olarak girmiş.

Bu dönemde Tarkan’la tanışmış ve beş yıl boyunca onun vokalistliğini yapmış. 2003 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler bölümüne girmiş. Hálá da buradaki eğitimine devam ediyor.

Tarkan’ın yanı sıra Nilüfer, Nazan Öncel, Demet Sağıroğlu, Hande Yener, Nil Karaibrahimgil, Emel Müftüoğlu, Burcu Güneş, Zeynep Dizdar, Zeynep Mansur, Hepsi, Rapsodi ve Popcorn gibi solist ve grupların sahne performanslarında ve albümlerinde çalışmışlığı ve reklam jingle’ları seslendirmişliği de var.

Bir de tabii, ayrı bir bilgi olarak belirtmenin gereği var mıdır, görünen köye dekoder lazım mıdır bilmem, gerekmese de söylemeden edemeyeceğim, adam GÜZEL.

MASUM STRİPTİZİ ONDAN ÖĞRENİN

Tamam, söylerlerdi de, şakağına kır düşmemiş erkeğe erkek demeyen bir kadın olarak inanmazdım, ama hakikaten yaş alınca oluyormuş öyle, bir süredir Aysel Gürel moduna geçmiş olabilirim. Yine de ben ergenken bile böyle poster çocuğu kıvamında güzel adamlardan hazzetmezdim. Murat Boz’un kerameti nedir bilemeyeceğim ama ekranda belirmeyegörsün ve gözümün ucu görüntüsüne değmeyegörsün, gözüne fener tutulmuş zargana gibi kalakalıyorum öyle... İçinden dışına fosfor mu salgılıyor nedir, anlamış değilim...

Murat Boz, söz ve müziği, aynı zamanda arkadaşı olan Nil Karaibrahimgil’e ait olan Aşkı Bulamam Ben’in klibinde, cam separatörlerin ardındaki üç Brezilyalı, üç Çekoslovak mankenin ortasına konuşlanmış, küçük çaplı bir striptiz yaparak dans ediyor.

Yine aynı zamanda arkadaşı olan yönetmen Süleyman Yüksel, seksi klip istemiş. Ki Murat Boz bu striptizi "masumane" olarak addediyor.

Öyle de nitekim. Atlet bile çıkmıyor yani. Güneş gözlükleri, kot mont ve gömlek fora ediliyor o kadar...

Bu aralar çıkacak albümde Aşkı Bulamam Ben gibi, çapkın sözlere sahip bir başka şarkı daha var mıdır bilemiyorum ama Süleyman Yüksel’in başarılarının devamını diliyoruz kadın arkadaşlarımla birlikte; bakın onu biliyorum...

Klibin çekimleri 14 saat sürmüş. Bu da Murat Boz 14 saat boyunca kalça ve gerdan kırmış anlamına geliyor ki bu anlamda çekim ekibinin çok sıkılmadığını tahmin ediyorum. (Aaa, kendimden sıkıldım yahu! Bu ağzını toplayamayan azgın kadın durumu hangi ara tebelleş oldu bünyeye bilmem. Şu yazıyı Murat Boz’un içkisine ilaç atmadan bitirmeyi başarırız inşallah!)

Murat Boz, sadece güzel ve okumuş çocuk değil, aynı zamanda iyi aile terbiyesi almış bir iyi insan da anladığımız kadarıyla bu arada. Tanıyanların yalancısıyız...

Çıktığı programlardan ve verdiği röportajlardan edindiğimiz intiba da bu bilgiyi yalanlamıyor nitekim...

YAKIŞIKLI OLDUĞU KADAR MÜTEVAZI

Albümden önce bir single ile piyasaya düşüşünün nedenini açıklarken; "Bu yaz Ajda Pekkan, Kenan Doğulu gibi büyük isimler albüm çıkardı. Benim gibi no name (isimsiz) adamların kendisini önce single’la tanıtmasını daha doğru buluyorum" şeklinde cümleler kuruyor. Ki bu beyanatlarından da yakışıklı olduğu kadar küstah, pardon, ne münasebet, mütevazı ve akıllı bir kardeşimiz olduğunu anlıyoruz. (Evet, kardeş faslı tamamen muharrirenin kendini telkin etme gayretinin bir ürünüdür!)

Murat Boz, Aşkı Bulamam Ben’de kiminin göbeğine, kiminin uzun bacaklarına, kiminin saçına kiminin osuna busuna tav olduğu için manitaları birbirinden ayıramayacağını, tek bir kişiye bağlanıp Mecnun olamayacağını söylüyor ya...

Aferin demek istiyoruz kendisine. Kim tutar seni güzel kardeşim. Bağlasalar durma, yakışır...

Tek bir kişiye yedirtmezler böylesini zaten... Bazı erkekleri tekele almak, bülbülü öldürmek gibi bir şey olur... Diyorum... Ve konserlerde saçını başını yolan ergen yaklaşımımdan kaynaklanan utançla kızarmış yanaklarımı da yanıma alıp, mevzudan ikiliyorum.

Şimdi böyleysek, 50’lerimizi devirdiğimizde ortaokul kapılarından toplamaları gerekmez inşallah. Tövbe tövbe...
Tarkan'dan çok şey öğrendim

Shakira, Tarkan ve Nil Karaibrahimgil gibi isimlere vokal yapan Murat Boz, 'Aşkı Bulamam Ben' isimli ilk single'ıyla müzik piyasasına hızlı girdi. Boz, "Tarkan çok mütevazıdır. Bana her şeyi öğretti" dedi.

Herkesin dikkatini megastar Tarkan'ın vokalisti olarak çeken Murat Boz, ilk single albümü ile bu yaza damgasını vuranlar arasına girmeyi başardı. Hepsi grubunun 'Yalan' şarkısındaki erkek vokal olarak ünlenen Boz'un, ilk single çalışması 'Aşkı Bulamam Ben'in söz ve müziğinde yine genç ve başarılı bir isim olan Nil Karaibrahimgil'in imzası var. Single'da 'Aşkı Bulamam Ben'in yanı sıra, 'Umrumda Değilsin' adlı şarkı da yer alıyor. Aranjör olarak Türkiye'nin en başarılı isimlerinden Ozan Çolakoğlu ile çalışan Murat Boz, eylüle doğru çıkaracağı yeni albümümün de heyecanını yaşıyor. Yetenekli sanatçı ile müzik üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

SHAKIRA BENİ İSTEMİŞTİ
* Sizi Tarkan'ın vokalisti olarak tanıdık. Daha sonra Hepsi'nin sevilen şarkısı 'Yalan' da, sesinizi duyduk. Biraz geriye gidersek müzikle yolunuz nasıl kesişti?
Müziğe ortaokul yıllarında başladım, o yıllarda Karadeniz Ereğlisi'nde oturuyordum. Müzik yarışmalarına katılıyor, birincilikler alıyordum. Daha sonra müzik hocam beni Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi sınavına hazırladı. Dört sene orada keman ve piyano eğitimi aldım. Daha sonra burslu olarak Bilgi Üniversitesi Caz Vokal Bölümü'ne girdim. Şu an İTÜ Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler'de okuyorum.

* Tarkan'la nasıl tanıştınız?
Tarkan'la 2001 senesinde 'Karma' albümü sırasında tanıştım. O dönem ben sık sık Levent'te aranjör bir arkadaşımın stüdyosuna gidiyordum, Ozan Çolakoğlu'nun stüdyosu da oradaydı, ara sıra konuşurduk. Tarkan 'Karma'yı çıkarmıştı ve vokalistinden memnun değildi. Ozan benimle çalışmak istediğini söyleyince birlikte çalışmaya başladık ve 5 sene çalıştık.

* Tarkan'la çalışmak size neler kattı?
Çok şey kattı, çok büyük bir tecrübeydi benim için. 5 sene boyunca yüzlerce konsere çıktık. Hem o konserler hem de onunla olan ağabey-kardeş ilişkimiz bana çok şey kattı. Tarkan çok mütevazı biridir, paylaşımcıdır, titizdir ve iyi de bir öğretmendir. Bildiği her şeyi öğretir. Stüdyo kayıtlarından röportajlarına kadar her şeyi kapmaya çalıştım. nn Başka kime vokal yaptınız? Bir güzellik yarışması için Türkiye'ye gelen Shakira'ya vokal yaptım. Türkiye'ye geldiğinde adımı duymuş ve beni istemiş. Nil Karaibrahimgil, Hande Yener, Nilüfer, Burcu Güneş, Emel Mütfüoğlu ve Demet Sağıroğlu gibi piyasadaki birçok isimle hem albümlerinde hem de konserlerinde çalışma şansım oldu.

KIŞA DOĞRU YENİ ALBÜM VAR
* 'Aşkı Bulamam Ben' ilk single'ınız. Neden albüm yerine single ile çıkmayı tercih ettiniz?
Özellikle bu yaz piyasaya birçok yeni isim katıldı. Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Demet Akalın ve Ajda Pekkan gibi eski sanatçılar yeni albüm çıkardılar. 'No name' bir isim olduğum için albümle çıkmak istemedim. Kendimi single ile tanıtmak istedim. İnsanlar beni yaz parçalarımla tanısınlar, kışa doğru da albümüm çıkarmak istedim. MP3'ün ve korsanın patlamış olduğu bu piyasa şartlarında single mantıklı bir şey, bu iş yurtdışında da böyle yürüyor zaten.

* Single'da Nil Karaibrahimgil ile Ozan Çolakoğlu'nun imzası var, böyle başarılı isimlerle yola çıkmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendimi çok şanslı buluyorum. Ozan Çolakoğlu, müzikal anlamda benim çalışmak istediğim tek aranjör Türkiye'de. Nil Karaibrahimgil benim hem arkadaşım hem de iş arkadaşım. Nil, ilk kez birine şarkı verdi, o da ben oldum. O da en az benim kadar heyecanlı zaten. Daha önce Nil ile birlikte birçok jingle çalışması yapmıştık zaten. Hep bana söylüyordu zaten bir şarkı yapacağını, albüm neredeyse bitmek üzereydi ama ondan henüz bir şarkı gelmemişti. Sonra bir gün şarkı çıktı, geldim okudum ve albüme aldık.
HEM YAKIŞIKLI…HEM ÇEKICI…

HEM KARIZMATIK…HEM DE IYI BIR SES…

Yakışıklı, çekici, karizmatik, iyi bir ses... Ama o 'Mecnun Olamıyor.' İşte Murat Boz... Önümüzdeki günlerde 'Aşkı Bulamam Ben' isimli single çalışmasıyla ortalığı kasıp kavurmaya hazırlanan Murat Boz'u aslında hepimiz yakınen tanıyoruz.

Yıllardır Tarkan'ın vokalistliğini yapan Murat Boz 'artık sıra bende' diyor. Bugüne kadar birçok reklam müziği seslendiren, Hepsi grubuyla 'Yalan' isimli parçalarında düet yapan ve kendini bugünlere hazırlayan Murat Boz, karşımıza ilk olarak Stardium/Sariev etiketi altında piyasaya sürülecek olan single çalışması 'Aşkı Bulamam Ben' ile çıkıyor. Söz ve müziği Nil Karaibrahimgil imzalı 'Aşkı Bulamam Ben' in aranjesi ise Ozan Çolakoğlu’na ait. Ayrıca single çalışmasında iki adet de remix versiyonu bulunan 'Aşkı Bulamam Ben', yaza damgasını vurmaya hazırlanıyor.

Murat Boz single çalışmasının ilk video klibini 'Aşkı Bulamam Ben' isimli çıkış parçasına çekti. Video klibinde Türkiye’nin en iyi yönetmenlerinden 'Süleyman Yüksel' ile çalıştı. Klipte Murat Boz’a üç Brezilya’lı ve üç tanede Çekoslavak model eşlik etti. Çekimleri on dört saat süren video klip için seçilen mekan Film Sokağı Stüdyoları oldu.

Single çalışmasından kısa bir süre sonra Stardium Muzik/Sariev etiketi altında albüm çalışmasını da piyasaya sürecek olan Murat Boz, çok heyecanlı. Albümünde Türkiye’nin önde gelen müzisyenleriyle çalışan Murat Boz ayrıca kendi imzasını taşıyan parçaları da yorumladı.


 
En büyük korkumuz KÜRESEL ISINMA  
  Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Bu olay son 50 yıldır iyice saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır.

Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2)°C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde farkedilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir [1].

Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.

Su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak güneşten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına göre sabit olan bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir. Ancak diğer sera gazları, yer yer bağımsız değişken olarak küresel ısınma üzerinde aktif bir etki yaratabilirler. Örneğin karbondioksit, yoğun volkanik etkinlik sonucu ya da insanlar tarafından fosil yakıtların yakılmasıyla yoğun olarak atmosfere salınabilir. Bu durum, gezegenin ortalama ısısından bağımsız olarak ortaya çıkabilen ve ortalama ısının artması sonucunu doğuran bir etken olarak işlev görür.

Bugün için bilim çevrelerinde küresel ısınmadan başat rolün atmosferde karbondioksit oranının artmasına bağlanmaktadır. Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit,

yeşil bitkilerin fotosentez olayında,
karbondioksitin litosfer yüzeyinde suda çözünmesiyle,
atmosferden çekilmekte ise de, bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salınımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır.

Su buharı dışındaki sera gazları dolayısıyla gezegen yüzeyindeki ortalama ısının artması, buharlaşmanın artmasına yol açacaktır. Bu ise atmosferde daha fazla su buharı, yani bulut oluşmasına yol açar. Bulutlar, güneşten gelen radyasyonun bir bölümünü dış uzaya yansıtırken bir bölümünü soğurarak ısınırlar, bir bölümünü de yeryüzüne geçirirler. Litosfer ve hidrosfere ulaşan bu radyasyonun da bir bölümü soğurularak ısınmaya yol açarken bir bölümü dış uzaya yansır. Dış uzaya yansıyan radyasyon yeniden bulut kütlesi ile karşılaştığında, aynı olaylar yaşanır, yansıtılır, soğurulur, dış uzaya kaçar.

Bu mekanizma, su buharı dışındaki sera gazlarının atmosferde artması sonucu bulutların sera etkisini artırmakta, küresel ısınmaya yeni bir katkıya yol açmaktadır.

Etkileri [değiştir]
Laguna San Rafael'deki buzulun, küresel ısınma sonucu 1990 ile 2000 yılları arasındaki geri çekilişin, karşılaştırmalı uydu görüntüleri.II. Dünya Savaşı sonrasında dünya nüfusu 2 kat, buna karşılık enerji kullanımı 4 kat artmıştır. 1958 yılında atmosferdeki 315 ppm/m3 karbondioksit oranı 2004'te 379 ppm/m3 olmuştur. ABD dünya nüfusunun %4'üne sahipken karbondioksit üretiminin %25'ini gerçekleştirmektedir.

The Observer gazetesinin Şubat 2004'te yayımladığı Pentagon'a ait Küresel Isınma Raporu'na göre önümüzdeki 20 yıl içerisinde Avrupa'da birçok kıyı kenti sular altında kalacaktır. Guardian gazetesinde 2004 yılında yer alan küresel ısınma haritasına göre bundan en az etkilenen bölgeler Türkiye ve Ortadoğu ile kıyı kesimleri hariç Kuzey Afrika'dır. Küresel ısınmanın önlenmesi için bazı çareler olarak şunlar sıralanabilir:

Her yere ağaçlar dikilmelidir.
Teknolojik aletler dünyaya zarar vermeyecek şekilde yenilenmelidir.
Yeni teknolojik aletler dünyaya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
Dünyaya zarar verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Kentleşme durdurulmalıdır.
Köy benzeri şehirler kurulmalıdır.
Sanayi, dünyaya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
Arabalar vb. buhar gücüyle veya güneş enerjisiyle çalışanlarının da üretilmesi gerekmektedir.
Düşük enerji tüketen aletler kullanılmalıdır.
İsraf yapılmamalıdır (su,elektrik vb.).

Dünya'nın ısınma tarihçesi [değiştir]
İki bin yıl boyunca onar yıllık dilimlerin ortalamaları alınarak, farklı yapılandırmalarla saptanmış yüzey sıcaklıklarıÖlçümlere göre 1860-1900 yılları arasında, denizde ve karadaki küresel sıcaklık her ikisinde de 0,75°C yükseldi.[2][3] 1979'dan beri kara sıcaklığı deniz sıcaklığının iki katı hızla yükseldi(0.13 °C/onyıl karşın 0.25 °C/onyıl).[4] Uydudan yapılan sıcaklık ölçümlerine göre alt troposferdeki sıcaklık 1979'dan beri, her on yıllık dilimde, 0.12 ile 0.22°C arasında yükselmiştir. Sıcaklıkların, 1850'den önceki 1000 ile 2000 yıllık dönemler boyunca, Ortaçağ Ilıman Dönem ve Küçük Buz Çağı gibi kısmi dalgalanmalar dışında, nispeten kararlı bir seyir izlediğine inanılmaktadır.

NASA'nın hesaplamalarına göre, güvenilir ölçümlerin yapılabildiği 1800'lerden beri 2005 yılı, 1998'i geçerek, en sıcak yıl olmuştur. Dünya Meteoroloji Organizasyonu ve BK İklim Araştırma Biriminin hesaplamalarına göre ise 2005, 1998 yılının ardından hala ikinci sıradadır.[5][6]


Nedenleri [değiştir]İklim sistemi içsel ve dışsal insani etkiler, güneş hareketleri ve sera gazları, vb. nedenlerden etkilenmektedir. İklimbilimciler (klimatolog) küresel ısınma konusunda hem fikirdirler. Bu değişimin detaylı nedenleri açık bir araştırma alanıdır ama bilimsel çoğunluk sera gazlarının son zamanlardaki sıcaklık artışının başlıca nedeni olduğunu belirtmektedir.

Atmosferdeki karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) oranlarındaki artış dünya yüzeyinin sıcaklığını yükseltmektedir. CO2 oranındaki artış dünyanın yüzeyini ısıtmakta ve kutuplara yakın buzların erimesine yol açmaktadır. Buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular almaktadır. Kara ve suların buza oranla daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla buzullarda daha fazla erimeye yol açmaktadır.


Şubat 2007 tarihli BM Raporu [değiştir]Konu ile ilgili Birleşmiş Milletler raporu, Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan Hükümetlerarası İklim Değişiklikleri Paneli'nde açıklanmıştır.[7] Raporda küresel sıcaklık artışının olası etkileri aşağıdaki biçimde özetlenmektedir.

+2 derece: Su sıkıntısı başlayacak
Kuzey Amerika'da kum fırtınaları tarımı yok edecek. Deniz seviyeleri yükselecek. Peru'da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek. Mercan kayalıkları yok olacak. Gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30'u yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

+ 5 derece: Denizler 5 m. yükselecek
Deniz seviyesi ortalaması 70 metre olacak. Dünyanın yiyecek stokları tükenecek.

+ 6 derece: Göçler başlayacak
Yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek.





Gelişmiş ülkelerin kayıtsızlığı [değiştir]Küresel ısınma “sayesinde” erimeye başlayan buzullar bu güne kadar geçilmez sanılan deniz yollarını ve kara parçalarını ulaşıma açıyor ve bu kuzey yarı kürenin zengin ülkeleri için çok iyi bir haber.

Madenler ve petrol

Öncelikle Kanada ve Rusya, bir ölçüde de ABD ve Danimarka şimdiye kadar -50°’ye varan aşırı soğuklar nedeniyle kullanamadıkları bir kaç milyon kilometre karelik alanı kullanıma açıyorlar. Altın, gümüş, petrol, doğal gaz, kurşun, elmas, çinko kaynayan bu bölgenin yeraltı zenginlikleri Kuzey Kutbu’na kıyısı olan ülkeler için son derecede önemli bir gelir kaynağı olacak. Birçok maden için dünya rezervlerinin üçte birinin bu bölgede bulunduğunu söyleyebiliriz. Meselâ Rusya’nın Sibirya’daki kömür, petrol ve doğal gaz yatakları enerji karşılığı olarak dünya rezervlerinin %30’unu teşkil ediyor.

Strateji

Panama Kanalı ABD deniz kuvvetlerinin ve Amerikan ticaret filosunun yumuşak karnı. Bu kanalın işlemesine mani olabilecek bir deniz kazası veya terörist saldırı hem deniz kuvvetlerinin ikiye bölünmesine hem de iki okyanus arasındaki ticaretin kilitlenmesine yol açabilir. Ayrıca Panama Kanalının genişliği (ya da darlığı) Nimitz sınıfı uçak gemilerinin bu su yolunu kullanmasına engel. Gene aynı sebeple panamax denen boyutlardaki ticaret gemileri ile taşımacılık yapmak zorunda ABD ile ticaret yapan ülkeler. Panamax gemiler sadece 4500 konteynır taşırken post-panamax denen gemiler 12 bin konteynır taşıyarak maliyeti düşürebiliyorlar.

Kısalan ticaret yolları

Batı Avrupa, Doğu Asya ve Kuzey Amerika limanları birbirlerine yaklaşacak eriyen buzlar “sayesinde”. Yaklaşık 5000 ilâ 15 000 km kadar.

3000-4000 konteynır taşıyabilen bir yük gemisinin günlük maliyetinin 10 bin dolar olduğunu dikkate alınırsa bu çok önemli bir kazanç.


Kaynaklar [değiştir]^ grida.no
^ Thomas Peterson, Assessment of urban versus rural in situ surface temperatures in the contiguous United States: No difference found, Journal of Climate, sayı 16, yayın 18, ISSN 0894-8755, sayfalar 2941–2959, yayınevi: American Meteorological Society, tarih 2003-09-15, erişim tarihi 2007-03-14
^ David E. Parker, Large-scale warming is not urban, Nature, sayı 432, sayfalar 290-291, tarih 2004-11-18, erişim tarihi 2007-03-14
^ Thomas M. Smith, yardımcı yazarlar Reynolds, Richard W., A Global Merged Land–Air–Sea Surface Temperature Reconstruction Based on Historical Observations (1880–1997), yayınevi American Meteorological Society, Journal of climate, sayı 18, yayın 12, ISSN 0894-8755 sayfalar 2021-2036, tarih 2005-05-15, erişim tarihi 2007-03-14
^ Goddard Institute for Space Studies, GISS Surface Temperature Analysis, erişim tarihi 2007-01-17, tarih 12/01/2006, yayıncı NASA Goddard Institute for Space Studies
^ Real Climate, 2005 temperatures, erişim tarihi 2007-01-17, tarih 15/12/2007, yayıncı RealClimate
^ Sabah Gazetesi - 04.02.2007
İngilizce küresel ısınma maddesi
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol